gök yüzü

gök yüzü
is. 天空, 空中, 太空, 空间, 宇宙: Bulutlar gök yüzünü kapladı. 乌云蔽日。Gece olmuştu, gökyüzünde ince bir ay vardı. 夜幕降临, 一弯明月空中高挂。Geceleri gökyüzündeki durağan yıldızları izlemek hoşuma gidiyor. 我喜欢晚上看天上的星星。
◇ \gök yüzünde saray kurmağa çalışmak 异想天开: Bu para ile bu işi yapmağa çalışmak, gökyüzünde saray kurmağa çalışmaktan farksız. 用这点儿钱就想做这件事, 无异于异想天开。
◆ Gökyüzünde düğün var deseler, kadınlar merdiven kurmaya kalkar. 如果天上有舞会, 女人就敢搭梯子。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • gök küresi — is., gök b. İç yüzü gökyüzü olarak kabul edilen, yarı çapı sonsuza uzanmış yer merkezli küre …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SEMA — Gök yüzü. Asuman. Gök. * Her şeyin sakfı. * Gölgelik. * Bulut ve emsali örtü.(Resul i Ekrem den (A.S.M.) şöyle rivayet olunmuştur. Sema ya uruç buyurdukları zaman kale burçları gibi bir mevkide bir takım melâike görmüştü. Bunlar birbirlerinin… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • göv — gök, gök yüzü …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurs — 1. is., Ar. ḳurṣ 1) Ağırşak 2) gök b. Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek 2. is., Fr. cours Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen ve kısa süreli derslere… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atlas — 1. is., Ar. aṭlas Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş, saten Birleşik Sözler atlas çiçeği atlas kemiği 2. is., coğ., Rum. 1) Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cihan — is., gök b., Far. cihān 1) Evren Yunus gibi yüzü kara, cihana gelmiş var mıdır? Yunus Emre 2) Dünya Yurtta sulh, cihanda sulh. Atatürk Birleşik Sözler iki cihan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cihanı tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gökçe — is. 1) Gök rengi, mavi 2) sf. Bu renkte olan 3) sf. Gökle ilgili, semavi 4) sf. Güzel, hoşa giden Kutlu Melek, yüzü güneş esmeri, gözü menekşe moru, kumral saçı belikli gökçe gonca artık yoktur. T. Buğra Birleşik Sözler gökçe yazın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”